Helal Gıdaların önemi, Helal Gıdaların önemi

SAĞLIĞIMIZI KORUYAN İLÂHÎ İLÂÇ: HELÂL GIDA

Âdemoğullarının hayatta kalabilmelerini ve hareket edebilmelerini sağlayan mucizenin adı gıdadır. İlk insanların ve bizlerin beslenme alışkanlıkları arasında, ürün çeşitliliği ve üretime katılan malzemeler bir tarafa bırakılırsa, fazla bir fark olduğu söylenemez. Ama gıda şifa olabileceği gibi, vücutlarımızı zayıf düşürme ve hatta zehirleme potansiyeline de sahip ve ne yazık ki, dünya nüfusunun üçte birinin beslenme yetersizliği yüzünden, üçte ikisinin ise kötü beslenme yüzünden envaiçeşit hastalıklarla boğuştuğu bir çağda yaşıyoruz.

Bu trajedinin başlıca sebebini Peygamber Efendimizin bir hadisi adeta özetliyor: “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.” Günümüz uzmanları, tükettiğimiz gıdalarda 3500 katkı maddesinin kullanıldığını, 55000 kimyasalla iç içe yaşadığımızı söylüyor. Kimi bilinçli, kimi bilinçsiz kullanılan ziraî ilâçlar, hormonlar, (Türkçe GDO ve İngilizce GMO kısaltmalarıyla da tanınan) genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünler, içeriğini ve menşeini bilmediğimiz besinler, modern insanın belki de en büyük düşmanıdır. Böylece yaşadığımız devirde, tarihten tanıdığımız diğer savaş türlerine bir yenisi eklenmiştir: ‘gıda savaşları’. Ve her ne kadar meydan savaşlarında olduğu gibi bunların kurbanları kan revan içerisinde kalmasa da, “gıda haşhaşilerinin” büründükleri masum görünümlerine aldanmamalı, çünkü gıdayı “Truva atları” misali kullanarak milyarlarca cana birden kastetmektedirler.

Bir zamanlar tüfek icat edildiğinde bileğine güvenen pehlivanlar yiğitliğin bittiğini söylemişlerdi. Oysa bugünlerde sağlığa zararlı olduğu bilinen maddelerin üretilen yiyecek ve içeceklerin içeriğine dâhil edilmesi neticesinde daha da büyük bir ihanete uğradık: Artık bize ateş edenleri bile göremiyoruz, çünkü uluslararası tröstler bunları çoğu tüketiciye hiçbir şey ifade etmeyen isimlerle ve bunların kullanılmasına yeşil ışık yakan yasalarla kamufle etmişlerdir. Bu, herkesin gözü önünde ve maalesef çeşitli hastalıklara önayak olan insan midesinde yaşanan sinsi bir savaştır.

“M ve R Helâl Corporation” („М и Р Хелял Корпорейшън“) adına kurduğumuz https://helal.bg/ sitesinin başlıca amacı ticarî kâr sağlamak değil, Bulgaristan’da helâl gıda ihtiyacını karşılamak suretiyle, bu savaşın ön saflarında yer almaktır. Daha kolay üretim, daha fazla verim ve daha fazla kazanma hırsı uğruna, insan neslinin geleceğini tehdit altına alan genetiği ile oynanmış, sağlığımıza tesiri araştırılmamış ürünlerle baş başa bırakılmış bulunuyoruz. Köy ve kır ortamında yetişen ve doğal yöntemlerle elde edilen tohumlar ve ürünler yerine, laboratuvar ortamında şekillendirilen, artık tohum vermeyen, görünümü daha albenili olsa da, tadı, kokusu ve dayanıklılığı aynı olmayan; tek kalıptan çıkmış, her mevsimde marketlerde eksik olmayan bu daha uzun ömürlü ürünler insanlığın kâbusu olmuştur. Bizim görevimiz helâl gıda üreticileri ile tüketiciler arasında köprü kurarak bu kâbusla gücümüz yettiği kadar mücadele etmektir. Ama bu, tek cepheli bir mücadele olarak kalması durumunda, ümmetimize yeterince faydalı olamayız. Helâl gıdaların üreticilerden tedarik edilmesi kadar, tüketicilerin bunları daha ucuz ama sağlığa zararlı ürünlere tercih etmesi de o denli önemlidir.

Sağlıklı beslenme ile ilgili bilincin kamu nezdinde arttırılması, helâl gıdalara talebi de arttıracağı için zamanla bunların müşterilere ulaştırılmasıyla ilgili maliyetler de düşecektir. Ne yazık ki, yeni nesil, doğal sütü bilmiyor, ayran içmemiş, hoşafı duymamış, ancak içindeki sağlıksız, kalitesiz, güvensiz renklendirici, tatlandırıcıların yanı sıra tiryakilik uyandıran, katkılı, gazlı içeceklerin kölesi haline getirilmiştir. Salamında, sucuğunda, köftesinde et olmayan, baharatı inşaat boyası ve kiremit tozundan yapılan, zeytine ayakkabı boyası katan, atık yağı damıtıp yeniden satan, peyniri ve dondurmayı sütsüz yapan, ekmeği bile tehlikeli katıklardan üreten bir toplumda, insan zehirlemenin suç olduğunu söyleyen ama bu saydıklarımızı cezalandırmayan bir hukuka sahibiz!

Dolayısıyla, nefsi müdafaamızı günlük alış verişlerimizde helâl gıdalara yönelerek, bunlarla sofralarımızı süsleyerek başlatmalıyız. Kur’an-ı Kerim, Bakara suresinin 172. ayetiyle bizim üstte saydığımız “düşmanlara” karşı çaremize apaçık bir şekilde işaret etmektedir: “Ey iman edenler, size verdiğimiz rızıkların temiz/helâl olanlarından yiyin”.